İsviçre dünya savaşlarının ortasında yer almasına rağmen bu savaşlarda takındığı tarafsız tutum Alplerin nefes kesen manzaraları ve vatandaşlarına sağladığı kaliteli yaşam standartlarıyla tanınıyor fakat bugünkü şeklini alana kadar Yüzyıllar boyunca Avrupa'nın büyük güçleriyle mücadele etmiş ve Aslında birçok Savaş görmüştü Evet
bugün İsviçre'nin nasıl kurulduğu hakkında bilgi vereceğiz, bunu Tam manasıyla anlamak için ise ilk olarak milattan önce 1nci yüzyıla gitmemiz gerekiyor milattan önce 1nci Yüzyıl dolaylarında bahsi geçen Bölgede keltler hüküm sürüyordu bugünkü İsviçre'nin bulunduğu coğrafya milattan önce 58 yılında Sezar tarafından ele geçirilerek Roma imparatorluğu'na bağlandı Batı Roma İmparatorluğu'nun 5 yüzyılda dağılmasının ardından ise burada çeşitli Germen kabileleri hüküm sürmeye başladı Bölge 9 yüzyılda şarman tarafından ele geçirildi ve 10 yüzyılda kutsal Roma imparatorluğuna bağlandı işte bugünkü isviçrenin temelleri de kutsal Roma İmparatorluğu hakimiyeti altında 13 yüzyıl
sonlarında atılacaktı 1291 yılında kutsal Roma İmparatorluğu bağlı Uri Schwyz ve Unterwalden adındaki üç Kanton bölgedeki istikrarsız ortam karşısında güçlü durabilmek için birbirleri arasında bir ittifak oluşturmaya karar verdiler Ağustos ayında imzalanan Bundesbrief adlı beyanname ile bu üç Kanton arasında federal bir yapı
kuruldu bu konfederasyonun kurulmasıyla birlikte bugünkü İsviçre'nin temelleri resmen atılmış oldu hızla büyüdü ve 15 yüzyıla gelindiğinde Lucerne, Schwyz ve Bern şehirleriyle gralus ve zug kantonları da kapsayacak şekilde genişledi konfederasyonun hızla büyüyerek bünyesine yeni Topraklar katması bölgede yeni bir güç istemeyen
Avusturya'nın çıkarlarıyla çakışı bu durum 14 yüzyılın ikin yarısından itibaren iki ülke arasında aralıklı olarak savaşlar çıkmasına sebep oldu 1386 yılında yapılan Sempach muharebesinde İsviçre Konfederasyonu Avusturya karşısında Galip geldi ve bundan 2 yıl sonra 1388 yılında yapılan nafel muharebesinde de İsviçre Savaşı
kazanan tarafı oldu bu zaferler sayesinde İsviçre Konfederasyonu bölgedeki kazanımlarını korudu ve Avusturya İsviçre konfederasyonunun bölgedeki varlığını kabul etmek zorunda kaldı 15 yüzyılın sonlarına gelindiğinde Fransa'dan bağımsızlığını kazanan burgonya 1nci Charles önderliğinde topraklarını hızla genişletmeye başlamıştı Charles'ın
amacı Fransa ile kutsal Roma İmparatorluğu arasında bağımsız bir güç olarak ortaya çıkmaktı ilk olarak ülkesinin dağınık topraklarını birleştirme amacıyla Alsas Loren bölgesini ele geçirmeye karar verdi ve Bu doğrultuda birçok sefer gerçekleştirdi Charles'ın bu yayılmacı politikası onun Avusturya ve Fransa başta olmak üzere bölgedeki
diğer güçlerle ilişkilerinin bozulmasına sebep olmuştu burgonya Yükselişi aynı zamanda bölgedeki güçlerden biri olan İsviçre için de bir tehdit oluşturuyordu İsviçre Charles'ın Loren bölgesindeki ilerleyişini durdurmak için 29 Ekim 1474 burgonya savaş ilan etti İsviçre ordusu Kasım 1474 yapılan Hericourt muharebesinde burgony ordusuna karşı küçük bir zafer elde etmeyi
başardı 22 Haziran 1476 yapılan Morat Savaşı ve 5 Ocak 1477 yapılan Nancy savaşlarında da isviçreliler burgony ordusunu yenilgiye uğratarak büyük bir başarıya imza attılar Charles Nancy Savaşı'nda hayatını kaybetti ve burgony toprakları Fransa ve Avusturya arasında paylaştırıldı bu savaşta İsviçreli askerlerin savaş boyunca
gösterdiği performans İsviçre'nin itibarını oldukça güçlendirmiş daha öncesinde Avusturya'ya karşı gücünü kanıtlayan İsviçre burgonya gibi büyük bir gücü mağlup etmesinin ardından kutsal Roma İmparatorluğu ile olan Bağlarını giderek kopardı artık imparatorlukla
İsviçre arasındaki ilişki formalite haline gelmişti Aslında İsviçre'nin imparatorluk ile olan Bağları uzun bir zamandır zayıftı Konfederasyon kendisini koruyabilecek güce sahipti ve bu yüzden imparatorluğun korunmasına ihtiyaç duymuyordu fakat tüm bunlara rağmen İsviçre İmparatorun otoritesini tanımaya Ve kutsal Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olmaya devam etti 1488 yılında kutsal
Roma imparatoru 3 Frederick İsviçre'nin kuzeyindeki 22 imparatorluk şehrini birleştirerek Svabya Birliği adı verilen bir birlik kurdu Frederick İsviçre Konfederasyonu dan da Svabya Birliği'ne
katılmalarını istedi Böylece İsviçre'nin Özerk yapısını kırarak otoritesini sağlamlaştırmak birliği' katılarak uzun savaşlar sonucu
elde ettikleri kazanımları kaybetmek istemiyorlardı Bu yüzden bu birliğe katılmayı reddettiler İsviçre'nin bu kararı İmparatorun otoritesini zedeledi ve bu durum iki taraf arasındaki ilişkilerin gerilmesine sebep oldu 1495 yılına gelindiğinde yeni İmparator 1
Maximillan imparatorluk genelinde uygulanacak yeni bir vergi reformu yürürlüğe koymaya karar verdi Gemeine Pfenning olarak adlandırılan bu vergi kutsal Roma İmparatorluğu'nu Fransa ve Osmanlı İmparatorluğu gibi dış tehditlere karşı koruyacak orduların maliyetlerinin karşılanmasını sağlayacaktı Ayrıca maximillan imparatorluk
içerisindeki tüm hukuki anlaşmazlıkları ele alması ve imparatorluğun içerisindeki devletler arasında adalet ve barışı sağlaması için yüksek bir mahkeme kurulmasına karar verdi bu kararların İkisi de 1495 yılında worms Eyaletinde kabul edildi İsviçre Konfederasyonu zaten iyi bir askeri sistemi olduğu için yeni vergi reformunu gereksiz buluyordu Bunun yanı sıra Yeni kurulan Yüksek Mahkeme
İsviçre'nin kendi hukuk sistemiyle doğrudan çatışıyor Bu yüzden bu reform da konfederasyonun işine gelmiyordu İsviçre imparatorlukla olan Bağlarını zayıflatmaya çalışırken İmparatorun otoritesini arttırmaya yönelik bu kararları kabul edilemezdi Bu sebeple bu kararların İkisi de İsviçre Konfederasyonu tarafından reddedildi Worms Eyaletinde alınan kararları reddeden tek ülke İsviçre'de değildi Ancak Maximilan İsviçre'ye bu kararları kabul ettirebilir imparatorlukta ki diğer devletlere de aynı şekilde kabul ettirebilecek düşünüyordu Bu doğrultuda Hem bu kararları kabul
ettirebilmek hem de imparatorluktaki otoritesini kanıtlamak adına İsviçre Konfederasyonu ile savaşmak için hazırlıklara başladı ilk olarak Yeni kurulan imparatorluk yüksek mahkemesinde Rotwein ve Schaffhausen topraklarının İsviçre'ye ait olmadığı ve bu yüzden İsviçre'nin bu topraklardan feragat etmesi gerektiğini belirten bir karar çıkarttı ancak İsviçre Konfederasyonu bu kararı reddetti bu hareket İsviçre'nin doğrudan doğruya İmparatorun otoritesini yok saydığı anlamına geliyordu Ve bu durum iki taraf arasında yapılacak olan Savaşı kaçınılmaz hale getirmişti Savaş 1499 yılının Ocak ayında başlayıp Eylül ayına kadar devam etti bu tarihler boyunca yapılan muharebelerin çoğunda İsviçre ordusu birleşik Avusturya Svabya Birliği orduları karşısında Üstün geldi Eylül ayına gelindiğinde kaynakları iyice tükenen Avusturya Barış imzalamak zorunda kaldı 22 Eylül 1499 da Basel'de imzalanan barış anlaşması ile birlikte Savaş resmen sona erdi Basel barışında İmparator Maximillan İsviçre Konfederasyonu üzerinde yeni vergi uygulamaları ve yeni mahkemeler kurma yetkilerinden feragat etti bu olay Bir nevi İsviçre konfederasyonunun kutsal Roma imparatorluğundan bağımsızlığını kazandığı anlamına geliyordu bu savaş imparatorluk üyelerinin olan sadakatini sona erdiren bir felaket olmasa da Maximillan imparatorluk genelindeki otoritesini oldukça zayıflatmıştır İsviçre'nin yeni statüsü Aslında İsviçre için çok fazla şeyin değiştiği anlamına gelmiyordu Çünkü İsviçre zaten uzun bir süredir imparatorluk içi politikalara ilgi göstermiyor ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyordu Ancak bu savaş ve ardından imzalanan Bazel Anlaşması isviçre'yi kendi çıkarlarını koruma ve bağımsız hareket etme konusunda resmi olarak Özgür kılmıştı Bu olaydan 2 yıl sonra 1501 yılında İsviçre konfederasyonuna katılmanın çıkarın ne olduğunu düşünen Basel ve schaffhausen adlı iki Kanton daha konfederasyona katıldı Böylece İsviçre zaferin yeni toprak kazanımlarıyla taçlandırmak ve Fransa arasında çıkankutsal ittifak savaşına papalık tarafında katıldı 14 Eylül'de gerçekleşen Marignano muharebesinde İçre orduları birleşik Fransa ve Venedik orduları karşısında mağlup oldu Böylece daha öncesinde katıldığı savaşları istikrarlı bir şekilde kazanan İsviçre Konfederasyonu büyük bir yenilgi almış oluyordu bu yenilgiye rağmen Konfederasyon dağılmaya bütünlüğünü korudu ancak yakın zamanda ortaya çıkacak olan Reform Hareketi İsviçre konfederasyonunun birliğini derinden sarsacak 16 yüzyıl Avrupa'sında Martin Luther ve Jean Calvin gibi reformcuların önderliğinde ortaya çıkan reform hareketinin etkilerini en derinden hisseden ülkelerden biri de İsviçre Konfederasyonu olmuştu bazı kantonlar Katolik mezhebini terk ederek reformist harekete katıldılar mezhepsel farklılıklar İsviçre kantonları birbiriyle karşı karşıya getirdi ve bu durum Kapel savaşları ve Villmergen savaşları olarak adlandırılan savaşların çıkmasına sebep oldu bu savaşların sonuncusu olan tobur Muharebesi 1712 yılının yazında yapıldı muharebenin kazananları protestanlar oldu ve 11 Ağustos 1712 imzalanan AArau Anlaşması ile her kantona kendi mezhebini seçme hakkı verildi Böylece uzun yıllar süren savaşların ardından kantonlar arasındaki barış sağlanmış oldu 1798 yılında Napolyon isviçre'yi işgal etti Fransız yönetimi altında eski İsviçre Konfederasyonu dağıtıldı ve Helvetia Cumhuriyeti adında bir uydu devlet kuruldu Fransız hakimiyeti Napolyon'un 1815 yılında yapılan waterloo muharebesini kaybetmesinin ardından son buldu Aynı yıl yapılan Viyana kongresinde İsviçre konfederasyonunun yeniden kurulması kararı alındı Ayrıca Valais Neuchatel ve cenevre'de İsviçre konfederasyonuna dahil edildi Fransa'nın işgalinden kurtulduktan sonra İsviçre Konfederasyonu bir iç savaş riskiyle karşı karşıya kaldı bağımsızlığın yeniden kazanılmasının ardından Katolik kantonlar eski federe yapıyı korumak istiyorlardı Protestan kantonlar daha birleşik bir devlet yapısı oluşturulmasını arzuluyorlardı 1845 yılında Katolik kantonlar Sonderbund ittifakı adı altında yeni bir ittifak oluşturmaya karar verdiler Bu karar Katolik ve Protestan kantonlar arasında bir iç savaşın çıkmasına sebep oldu Sonderbund Savaşı olarak adlandırılan bu savaşın kazananı protestanlar oldu savaşın ardından sonder buun ittifakı lağvedildi ve 1848 yılında Yeni bir resmi anayasayla daha birleşik bir federal yapı kuruldu Aslında Napoleon önce İsviçre'nin daha birleşik bir yapıya bürünmesine dair bir istek yoktu ve kantonlar eski konfederasyonun yapısından memnundu O dönemlerde asıl Hedef kutsal Roma imparatorluğundan tam bağımsızlık kazanmaktı 1798 yılında Napolyon'un isviçre'yi işgalinin ardından kurulan Merkezi Yapı Protestan kantonlar tarafından büyük ölçüde benimsendi Viyana Kongresi ile birlikte eski Konfederasyon yeniden kurulmuş ancak Merkezi bir yapıyı savunan kantonlar bu karardan memnun kalmamış lardı kantonlar arasındaki bu anlaşmazlık 1847 yılında yapılan Sonderbund Savaşı'nın ardından federal anayasanın kabul edilmesiyle birlikte son buldu ve İsviçre günümüzdeki şeklini aldı bu savaş İsviçre'nin yaşadığı son savaştı bu savaştan sonra İsviçre Birinci ve ikinci Dünya Savaşı da dahil olmak üzere herhangi bir savaşa katılmadı bugün İsviçre dört resmi dilin kullanıldığı birleşik bir ulustur bu dillerin oranları yaklaşık olarak % 64 Almanca % 22 Fransızca %11 İtalyanca ve % 0,05 romansça geri kalan diller ise çeşitli ülkelerden gelen göçmenler tarafından konuşulmaktadır bugünkü İsviçre'nin kuruluşunu kısaca kutsal Roma İmparatorluğu hakimiyeti altında sancılı bir genişleme dönemi Napolyon yönetiminde merkeziyle Viyana Kongresi ile eski Konfederasyon yapısının yeniden kurulması yaşanan iç savaş ve savaşın ardından günümüzdeki modern konfederasyonun kurulması olarak özetleyebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder