1 Mayıs 2012 Salı

Bankacılık Krizi - Maliye Politikası

   Finansal liberalizasyon sürecinde geçekleştirilen bankacılık sektörüne giriş ve rekabeti kolaylaştırıcı yasal ve kurumsal düzenlemelerin etkisiyle sektörde göze görülür bir gelişme olmuştur. Büyük ölçüde menkul değerler cüzdana yansıtılırken kredililer çok düşük düzeyde kalmıştır. Bu olumlu gelişmlere karşın üretim faaliyetlerinin desteklenmesi, uzun vadeli yatırımlara dönüştürülmesi açısında başarı elde edildiği söylemek zordur. Nedenler ise makroekonomik istikrarsızlık ve yanlış kamu politikalarından kaynaklanırken, bankacılık sektöründeki yapısal bozukluklar düzenleme ve denetim yetersizliğinden kaynaklanmıştır. Kamu kesimi borçlanma gereksinimi finansmanına yönelik politikaların etkisiyle kamuya kaynak aktarır hale gelmiş, yüksek faiz oranları arbitrajı teşvik etmiş bankalar yurt dışından borçlanarak kamu kesimine finansman sağlamış. Bankacılık sektörünün döviz açık pozisyonların artması ile sonuçlanmış. 
   Reel Sektörde bile faaliyet dışı karlar faaliyet karının çok gerisinde kalmış. Denetim yetersizliği saydamlık eksikliği, kaynak sağlamadan eksiklik bankacılık sistemini likidite , faiz, kur risklerine karşı kırılgan hale getirmiş. 1994 krizi ardından 1990 yılların sonundan yaşanan kriz ile büyük zarar görmüş. 

   2001 ortalarına doğru uygulama programına gidilmiş, temek hedefleri arasında kamu bankaların yeniden yapılandırılması Tasarruf Mevduat Sigorta Fonuna (TMSF) devredilmiş bankaların işlemlerini kısa sürede tamamlaması krizden olumsuz etkilenen bankaların sağlıklı yapıya kavuşturulması yer almış. Görev zararı ile bu zararlar tahakkuk etmiş faiz karşılığında DİBS verilerek zarar tasfiye edilmiş. 1990 yılların ikinci yarısında TMSF ye devredilen bankaların yirmiye yakın banka ile çalışma başlatılmış, bir kısmı birleştirilmiş bir kısmı yerli ve yabancı yatırımcılara satılmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder