1 Mayıs 2012 Salı

Türkiyede Sermaye Hareketlerinin Serbestleştirilmesi

   1980 yılında başlayan ekonomik ve finansal reformlar ile birlikte başlamış ve 1989 yılında tamamlanmıştır. 1980 yılından önce sermaye hareketleri 17 sayılı kara çerçevesinde döviz kontrolleri ile gerçekleşmekteydi. Yerleşik olmayanların Türkiyedeki yatırımlardan sağladıkları gelir ve karların transferi yasaktı. İhracatçıların ihracat gelirlerini üç ay içinde Türkiyeye getirmeleri gerekmekteydi. İthalat yıllık plan çerçevesinde Ticaret Bakanlığının talimatı Merkez Bankasının onayı ile gerçekleşirdi.

   Sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi 1983 yılında başlamış kısmen serbestleşmiş ve tam serrbestleşme 1989 yılında 32 sayılı kararla tamamlanmıştır. 1981 yılının Mayıs ayında Merkez Bankası günlük döviz kurlarının belirlenmesine ek olarak kcurun yüzde 6 sı civarında daha düşük veya yüksek döviz kuru belirleme serbestisi vermiş.
Bankaların pozisyon limitleri kaldırılmış, Bankalara ve özel finans kuruluşlarına ihtiyaç olduğu takdirde belirlenen likidite oranı ve döviz riski oranı çerçevesinde döviz işlemleri yapma yetkisi verilmiş. İhracat ve görünmeyen işlemlerin gelirlerinin en az yüzde 20 zorunlu olarak Merkez Bankasına yatırılmaktaydı.
1980 yılının ilk yarısında sermaye girişleri sınırlı olmakla birlikte yılın ikinci yarısında  sermaye girişlerinin miktarında önemli artış elde edilmiş.

Ödemeler Dengesi istatistikleri, sermaye akımı dört başlık altında toplanabilir.
1- Yabancı Doğrudan Yatırımlar,
2- Portföy Yatırımları,
3- Kısa Vadeli Banka Kredileri,
4- Uzun Vadeli Banka Kredileri.

Sermaye Hareketlerinin Vadeleri: 1989 yılında sonra Türkiyeye gelen sermaye önemli bir kısmı vadeli sermaye akımları oluşturmaktadır çoğunlukla yabancı bankalardan sağlanan kredileri içermektedir. Uzun vadeli sermaye akımları bankalar ve özel sektör tarafından alınan kredilerden oluşmaktadır.

Sermaye Hareketlerinin Çeşitleri: Kısa ve Uzun vadeli banka kredileri sermaye hareketlerinin serbestleşmesine en çabuk ve en büyük miktarda cevap veren sermaye çeşidini oluşturmaktadır. Bu dönemde kısa vadeli sermaye akımları bütçe açığının finansmanı için kullanılmıştır.

Sermaye akımlarının Kaynağı:1980 yılından sonra özel sermaye akımlarının toplam sermaye içerisindeki payı artmaya başlayarak önemli oranlara ulaşmıştır. Bu akım ile istikrarlı bir makro ve mikro ortamın oluşması, fiyat istikrarı, düşük enflasyon amaçlayan para politikası, güçlü maliye politikası güçlü bankacılık sistemi - denetimi , şirket yönetimidir.

Hükümetler bütçe finansmanı gereksinimini sadece kısa vadeli banka kredileri ile teşvik edebilmiştir.

Sermaye hareketlerinin serbestleşmesi büyümeye olumlu yönde etkilemek yerine büyüme oranında dalgalanmalar yapmaktadır. Sebebi ise istikrarlı bir makro ekonomi alanın olmaması, etkin çalışan yurtiçi finansal piyasaların olmaması, güçlü finansal sistemin ve denetimin olmamasıdır. Yabancılar doğrudan yatırmları cazip olmadığı gibi yüksek bütçe açıkları sadece kısa vadeli sermaye akımlarını teşvik edebilmiştir.

Yüksek bütçe açıkları istikrarsız makroekonomi ortamı risk primini arttırarak faizlerin artmasına ve Türk Lirasının değer kazanmasına sebep olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder