23 Haziran 2024 Pazar

Amerika Kıtasına Yerleşim

 



Amerika'ya gelen ilk insanların günümüzden 40.000 yıl öncesinden itibaren bu kıtaya geldikleri düşünülmekte


Asya kıtasındaki insanların bugünkü Berring Boğazı'ndan daha sular altında kalmadan önce bu kıtaya geçiş yaptıklarına inanılıyor. Bu insanlar muhtemelen göçebe ve avcılıkla geçen hayatlarında hayvanların peşinde bu kıtaya gelmişlerdi


Binlerce yıl içinde buzul çağının sona ermesi ve buzların erimesiyle birlikte Berring Boğazı suyla kaplanınca bu kıtada kalıcı olarak kalmışlardı. Bu ilk insanlar binlerce yıl içinde Amerika içinde de ilerlemeye devam etmişti



Ama Amerika'daki ilk insanlardan kalan kalıntıları incelendiğinde şu ana kadar en eski olanın geçmişi 15.000 yıl önceye dayanıyor. Bulunan ok uçları ve eşyalara yapılan testler bu sonucu veriyor. Daha önceki dönemlerden günümüze ulaşmış bir şey maalesef ya olmadı ya da bulunmayı bekliyor


Amerikan yerlilerinin milattan önce 8.000 yılından itibaren Mısır, kabak ve fasulye yetiştirdikleri düşünülüyor. Benzer şekilde onlara ait ilk köy kalıntılarda milattan önce 300 yıllarına dayanıyor



Arizona Fenex'le top oynama alanları ve kümbet şeklinde evlerin yanı sıra kanal ve sulama kanalları yaptıkları görülüyor. Ohio eyalet eyaletinde bu kümbetlerden birkaç birkaç bin tane bulunuyor


Bu kümbetlerden bazılarını kuş ve sürüngen hayvan şekillerinde yaptıklarını da görüyoruz. Bu ilk insanların avlanacak hayvan türlerinin yok olmasıyla birlikte de daha fazla yerleşik hayata geçtiklerine inanılıyor



Neticede Avrupa'dan ilk insanlar bu kıtaya geldiğinde ise buradaki yani Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'daki yerli sayısının 2 milyon civarında olduğu düşünülüyor. Bu sayıyı 18 milyona kadar çıkaran araştırmacılar da var


Yani tam bir ittifak yok. Tüm Amerikan kıtasında ise yani Kuzey ve Güney Amerika'da toplamda 40 milyona kadar yerlinin olduğuna, olduğu iddia ediliyor. Bu sayı eski dünya olarak tabir ettiğimiz Asya, Afrika ve Avrupa'daki sayıya eşdeğer bir sayı


kıtaya ilk gelen Avrupalıların 1000 yılında yani Norveçli'deler. Vikingler,


Zira bu dönemden kalma viking tarzı evlerin kalıntıları 1963 New Falland eyaletinde bulunmuştu. Amerika kıtasını asıl geliştiler ise bundan 500 yıl sonra başlamıştır. Bu kıtaya ilk gelen Avrupalıların amacı Asya'ya ulaşan bir deniz yolu bulabilmekti



Lakin bu kıtanın büyüklüğü ve varlığı anlaşıldıkça Fransızlar, Hollandalılar, İspanyollar ve İngilizler bu kıtayı ele geçirmek için çabalamaya başladı. Bu ilk gelen en en ünlüsü Christoph Colomb'dur


İspanya Kraliçesi Isavella onun bu seyahatleri yapabilmesi için maddi destek vermiştir. Kolom 1492 de Karayiplere geldi ama ana kıtayı bulma şansını yakalayamadı. Ondan 5 yıl sonra 1497 İngiliz Kralı'nın desteğiyle yola çıkan San Sebaistian


İngilizlerin bu hak bu kıtada hak iddia etmelerinin temelini atmış oldu. Bu ilk seyahatlerden sonra Avrupalı balıkçılar, bu bilinmeyen suların balık yönünden zenginliğini duymaya başlayarak



Bu kıta sahillerine kadar geldiği ve avlanmaya başladılar. Konuk, isyanbollar ise İspanyollar adına bu kıtaya gelmişti. Böylece daha fazla İspanyol kökenli kaşif bu kıtaya gelmeye devam etti. 1513 devam bugünkü florida topraklarına ayak basmıştı bile


1522 gelindiğinde İspanyollar Meksika'yı çoktan fethetmişlerdi. İspanyol kaşı Francisco Corona'da 1540 a Meksika'dan Kansas'a kadar gitmişti



Bu ispanyollar ellerindeki atları kaçırınca yerlilere büyük bir iyilik yapmış oldular. Atlar zaman içinde Amerikan düzlüklerine çoğaldı. Ve yerliler de binicilikte usta oldular. Piri Reis daha bu dönemlerde dünya haritasını çoktan çizmişti


Akdeniz bir Osmanlı gölüne dönüştükçe Batılıların daha fazla okyanusa açıldığını ve neticede neticede yeni dünyayı bulduklarını görüyoruz. Yani aslında Osmanlılar dolaylı bir yoldan onları bu seferlere zorlamış oldular


Muhtemelen Akdeniz'de batılıların serbestçe dolaşma imkanı olsa ve doğu ile ticareti kesilmemiş olsa bu yeni kıtanın bulunma süreci de uzayabilirdi. Pire Reis dünya haritasını çoktan çıkarmış olsun. Daha 1509  gelindiğinde Avrupalılar Amerikan kıtasının doğu yakasının haritasını yeni çıkarmışlar. İspanyollar kıtanın altın zenginliklerini bulma amacı ile Grandkenin ve Gread Plays olarak adlandırılan kanyon ve ova bölgelerine ulaşmaya başlamıştı



Bu yönüyle İspanyollar Amerika'nın güneyinden kıta içinde ilerlerken kuzeyinden özellikle de Saint Lawrence ırmağı ve göl bağlantılarıyla göl bağlantılarıyla ise Fransız Jax Cartel gibi kaşifler ilerliyordu. Fransızlar da bu kaşifin bulduğu yerler üzerinden hak iddia etmeye başlayacaklardı. Amerika kıtasına ismini verecek kişi ise bilindiği üzere Amerika ve Spirich olacaktı. Amerika topraklarında ilk kalıcı yerleşim yeri ise İspanyollar tarafından 1565 Florida'da Saint Agosi'sinde kuruldu


Ancak Amerika Birleşik Devletleri diye adlandıracağımız bölgedeki ilk etkili yerleşimler Atlantik kıyısındaki Virginia Virginia, New York Masajic gibi yerlerde başlayacaktı



İspanyolların Meksika, Antinler ve Peru'daki kolonilerden elde ettiği altın ve zenginlikler diğer Avrupa devletlerinin büyük ilgisini çekmişti. Onlar da bu zenginlikten pay sahibi almak adına daha fazla gemiyi bu kıtaya göndermeye başladı


İngiliz Walter Rally 1585 kıyılarına ulaştı. Ve burada ilk İngiliz kolonisini kurdu. Bu ilk koloni yerleşimi başarısızlıkla sonuçlandı. Ve ancak 1607 James Town kurulunca İngilizler bu kıtada kalıcı olacakları bir döneme girdiler. Aynı dönem zarfında Osmanlılar Cezayir ve Tunus'ta etkinliklerini kaybetmeye başlamıştı. Eflak ,Boğdan gibi yerlerde ayaklanmalar vardı


Artık yapılan her savaştan zaferle çıkılma dönemi sona eriyordu. İran'la başlayan bir savaş da vardı


1600'lerin başında Avrupa'dan Amerika'ya doğru büyük bir göç dalgası başlamıştı. En fazla göç edenler İngilizlerdi. Küçük büyük birçok gemiyle 6 ile 12 hafta sürecek zorlu bir yolculuğa çıkılıyordu


Bu insanların çoğu yetersiz beslenmenin de etkisiyle bağışıklık sistemlerini kaybediyor ve hastalıklardan ölüyordu. Ayrıca dayanıksız gemilerin fırtınalar karşısında hiçbir şansı da yoktu


Bu yeni göçmenlerin çoğu ülkelerindeki baskılardan ve fakirlikten dolayı Amerika'ya kaçmaya çalışıyordu. Dinlerini, inançlarını özgürce kendi ülkelerinde yaşamalarına izin verilmediği için kaçıyorlardı. Katolik inancından Protestanlığa geçenler cemaatlere ait olanlar ülkelerindeki kralların baskısından dolayı dinlerini daha kolay yaşayacakları bu yeni kıtaya gelmeye çalışıyorlardı. Ayrıca bu insanlar ülkelerindeki kralların kötü yönetiminden dolayı açlık ve sefalet içinde yaşıyordu.


Amerika kıtasının bulunması ve zenginlikleri bu çaresiz insanlara bir ümit kaynağı olmuştu. Ailelerine ve çocuklarını besleyebilecekleri bu zengin kıtaya gelme hayaliyle de ellerinde olan her şeyi vererek gemilere ücretlerini ödüyorlar ve bu kıtaya geliyorlardı


Dediğimiz gibi bunların bir kısmı ya batan gemilerle suların derinliklerinde kaybolduğu ya da hastalıklardan kırıldı. Ama azmini yitirmeden daha fazla insan bu ölüm yoluna çıkmaya devam etti. Ve bugünkü Amerika yeni bir uygar ve bugünkü Amerika'da Yeni bir uygarlık kurmayı başardı. Bütün bu yönleri itibariyle azmini yitirmemiş bu insanların baskıcı ve başarısız krallıklarından kaçarak başarıya ulaştıklarını görüyoruz. Yani aslında Amerika bu insanların bir başarı öyküsü


Şimdi üzücü tarafı ise bütün bunların yaklaşık 400, 500 yıl öncesinde insanlığın başına gelmiş olmasıyla birlikte günümüzde bile bu sıkıntıların devam etmesi ve insanların daha iyi bir yaşam için kendi ana vatanlarını terk etmeye devam etmeleri


Kralların, liderlerin bu kadar uzun süre ve teknolojinin bu kadar üstün olduğu günümüzde bile insanlarına iyi bir ülke tesis edememeleri ve hala insanların daha iyi ülkelere özellikle de batıya gitme denemelerinin devam etmesi


aslında insanlık bu yönüyle sınıfta kalmış durumda. Işte bu kötü yönetimlerin sebebiyle 1620 , 1635 yılları arasında Britanya'da büyük bir ekonomik kriz yaşanmıştı


İngilizler ülkelerinde iş bulamıyordu. Endüstri devriminin gelişmeye başlamasıyla birlikte tekstil sektörü gelişmiş ve toprak sahipleri tarım yerine hayvancılığa, koyun beslemeye yönelmişlerdi. Toprağı işleyen çiftçileri artık istemedikleri için kovuyorlardı


Yani İngiltere'de asillerin dışında normal halkın toprağa sahip olması imkansızdı. Köylerinden çıkarılan bu İngilizler için Amerika umut olmuştu. Amerika'ya gelen bu Avrupalılar doğu yakasının sık ormanlarıyla karşılaştılar


Kızılderililerden fasulye, kabak ve mısır gibi ürünlerin nasıl yetiştirileceğini öğrenmeleri bu zorlu doğa şartlarında ilk yerleşimcilerin hayatını kurtardı. Bu ilk göçmenler bu sık ormanlarda avlanmayı da öğrendiler


Yakacak odun sorunu olmaması da kışların daha rahat geçirilmesini sağlıyordu. Bu ormanlar zamanla ev eşyasından gemi üretimine kadar birçok alanda kullanılmaya da başlanacaktı. Bu yeni kıta birçok imkan sunmakla birlikte Başlangıçta Avrupa'ya bağımlı bir hayal var, hayat vardı. Doğu yakasında gemilerin yanaşabileceği koyların çokluğu, gemilerin Avrupa ile Amerika arasında mekik dokumasına da izin veriyordu. Amerika'ya gelen her gemi Göçmenlerle birlikte onların ihtiyaç duyacağı malzemeleri de getiriyor. Geri dönüşte ise Avrupa'da satılabilecek ürünleri götürüyordu. Doğu yakasında bulunan birçok nehir kıyıdan iç bölgelere ulaşımı da kolaylaştırıyordu. Bu yeni göçmenlerin önündeki tek engel ormanlar


Ve burada yaşayan yerlilerdir. Kızıldereliler bu ilk yerleşimcilerin bölgelerine girmesine izin vermiyordu. Ancak avcılarla Kürk peşinde koşanlar bu zorluğu ve tehlikeli yolculuğu göze alabiliyordu


Böylece ilk yüzyıl boyunca Avrupalı göçmenler doğu kıyısında sıkıştı ve üç bölge iç bölgelere çok fazla gidemedi. 1630 İngiltere'de Kral birinci Charles'ın keyfi yönetiminden kaçanlar daha fazla Amerika'ya gelmeye çalıştı


Kral Charles'a karşı ayaklanmalar sonucu kral yanlılarından  ülkeden kaçtığı bir dönem yaşandı. Bunların çoğu Virginia'ya geldi. Avrupa'da özellikle din konusunda ve yine Almanca konuşulan yerlerde baskı altında kalan Avrupalılar da çareyi Amerika'ya kaçmakta buldu. Yani Avrupa ülkelerindeki her yönetim değişikliğinde muhalif ve iktidar taraftarları canlarını korumak için Amerika'ya gelirken Bu kararlar altında dini yaşanımını, yaşamını gerçekleştiremeyenler de çareyi Amerika'ya gelmekte buldu. 


Avrupa'da bazı ülkeler Fransa gibi Amerikan kıtasına gelişlerde inisiyatif alıp düzenli bir göç politikası oluşturmaya çalışırken İngilizlere baktığımızda bu tamamen düzensiz bir şekilde ya da Hayatını kurtarmak ya da dini özgürlüğe kavuşmak veya daha bir  rahat bir hayata sahip olmak için sınırsız ve kontrolsüz bir şekilde gelişti. Amerika'da İngiliz varlığının bu derece artması da aslında kıtanın İngiliz hakimiyetine girmesini sağlayacak etkiyi sağladı


Ilk yerleşime dönersek 1607 ilk yerleşim yeri olacak İngiliz sayısı yüzden fazlaydı. Kraliyetin bir şirkete verdiği yetkiyle yola çıkan bu ilk gelenlerin amacı kıtaya yerleşip Çiftçilik yapmak değildi. Bu insanlar maceraperesti ve altın bularak zengin olma hayaline sahipti. Bu yeni kıtanın doğal zorlukları ve Kızılderililere karşı koyacak yetenek ve güçleri yoktur. Buna rağmen Kaptan Can Simit'in gayretleriyle iki yıl süre boyunca hayatta kalmayı başardılar. Koloniye gelen her gemi az da olsa yeni göçmen getiriyordu. Lakin Kaptan Simit 1609 İngiltere'ye geri döndüğünde koloni karışıklık içine girdi


1609, 1610 kışında çoğu göçmen zorlu kış şartlarında hastalığa yenik düştü ve öldü. 300 yerleşimciden sadece 60 hayatta kaldı. Virginia kolonisinin asıl hayata tutunması ise birşekilde burada yeni bir tütün tohumunun üretilmeye başlanmasıyla oldu. Bu yeni tütün Avrupa'da çok beğenildi ve 10 yıl içinde Virginia topraklarında her yerde üretilmeye başlandı. 


Böylece Virginia kolonisi yok olmaktan kurtuldu Ama kayıp çok büyüktü. 1607,  1624 yılları arasına gelen 14.000 göçmen hastalıklar ve Kızılderili saldırılar sonucu çok fazla sayıda insan hayatını kaybetmişti


Virginia'nın tütünden elde ettiği gelir, onun şirket yönetimi altında değil de, 1624 doğrudan kraliyet tarafından koloni ilan edilmesine sebep oldu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder