2 Haziran 2024 Pazar

WRIGHT KARDEŞLER - İLK UÇAK


   Gök yüzü insanlığın başından beri hep ilgisini çekmiştir. Millattan önce başlayan Gök yüzüne bakma hevesi, bugüne kadar hala devam etmektedir. Kopernikten Galileo 'ya, Isaac Newton'dan Carl Sagan 'a, Edmund Hawley'den Edwin Habala. 

İnsanlık Gök yüzüne baktıkça oraya ulaşmanında hayallerini kurması kaçınılmazdı. Erken dönemlerle başlayan havada hareket etme çabaları, sonunda meyvelerini verecekti. Bugün modern zamanların hava araçları artık havada gitmekle kalmıyor, atmosferi aşıp evrene yolculuk bile yapabiliyor. 

Peki insanlığın uçmakla ilgili denemeleri nelerdi? Dünyanın farklı bölgelerinde insanlar 9. yüzyıldan beri kuşların uçma prensibini örnek alarak onların kanatlarına benzer planörler tasarlamaya başladılar. 


Süreç içerisinde çoğu başarısız oldu. Havada kalma süreleri itici güçte bir motora sahip olmadıkları için kısa oluyordu. Bunlara örnek olarak Evliya Çelebi 'nin seyahat namelerinde geçen Hezarfen Ahmet Çelebi gösterilebilir. 

17. yüzyılda Hezarfen, kuşları izleyerek onlardan esinlendiği bir çift kanat üretti. İstanbul 'un Avrupa yakasında bulunan Galata Kulesi 'nin adlayıp süzülerek Asya yakasına doğru başarılı bir uçuş gerçekleştirmişti. 


Buna benzer uçuşlar dünyanın her yerinde oluyordu. Zaman ilerledikçe daha uzun mesafelerde zorlanıyorlardı. Buna benzer çalışmalar başka muciklere de ilham veriyordu. Bilinen insanla ilk havada uçuş bir sıcak hava balonuyla olmuştu. 

1783 yılında Paris'ten Montgolfier kardeşler tarafından icat edilen sıcak hava balonu ilk kez içinde insanlarla 8 kilometre yol yapabilmişti. Balon odun ateşi ile ısıtılıyordu. Bir kumanda sistemi olmadığı için kontrol edilmesi imkansızdı. 


Bu yüzden rüzgar nereye giderse balonda oraya yöneliyordu. Bu icatın başarılı olmasıyla kontrol edilebilir balonlar üzerine düşünülmeye ve çalışılmaya başlandı. 19. yüzyılda Fransa'da Henry Giffart bunu başarmıştı. 

Bugün adına zeplin dediğimiz türde bir balon yaptı ve buharlı motor yerleştirdi. Tarihte bilinen ilk kontrol edilebilen hava aracını icat etmişti. Giffart bu icadının ilk dönemesinde 24 km uçtuğu söylenmektedir. 


19. yüzyıl havadaki seyahat aracına gitme yolundaki en önemli adımların atıldığı zamandır. Bir yandan John Montgomery, bir yandan Otto Lilliantl, bir yandan da Octave Channouthe isimli mucitler başarılı planörler icat ediyorlardı. 

Alman olan Otto Lilliantl 19. yüzyılan sonlarına doğru kuşlara benzer planörler üretmek unusunda çok ileriye götürdü. Otto 'nun geleceği en önemli katkısı tüm çalışmalarına kayıt altına almış olmasıydı. 


Bu sayede ilk uçağı üretecek olan Wright kardeşler onun çalışmalarından faydalanabilecekti. 1896'da bir uçuş denemesinde düşüp hayatını kaybedene kadar 2500 kadar uçuş gerçekleştirmişti. Pervaneli hava araçlarına giriş yine bir Fransız olan Clement Adderle gerçekleşmişti. 

İcat ettiği pervaneli aracına buharlı motor takmıştı. 50 metre gibi bir mesafeyi başarılı bir şekilde uçabilmişti. Daha fazlasını istiyordu. Yan adına evin 3 dediği bir hava aracı daha icat etti. Ama bu çok ağırdı. 


Takdığı buharlı motorla yerden yalnızca birkaç metre havalanabilmişti. Erken dönem tasarımcılarından başarılı olan Samuel Langley işi biraz daha ileriye götürdü. O zaman ki adıyla Smith'sinien ensitüsünde çalışan Langley ayrodynamik üzerine ciddi araştırmalar yaptı. 

Yaptığı deneylerini de bilimsel dergilerle paylaştı. Bu sayede kendisiyle aynı zamanda çalışan insanlara da ilham kaynağı olabilmişti. 1896 yılında adına airodrom NO 5 dediği hava aracını saatte 40 kilometre hızla uçurmayı başarmıştı. 


İlk denemesinde 1 kilometre havada kaldığı gözlemlenmişti. Bu icadından 6 ay sonra bu kez de airodrom NO 6 'yi üreterek havada kalma süresini biraz daha uzattı. İnsanlık yavaş yavaş uçağı bulmaya doğru gidiyordu. 

Yapılan çalışmalar bir sonraki besliyordu. Dünyada yeni bir döneme geçiliyordu. Denizden veya karadan değil, havadan seyahat ve daha hızlı seyahat etme imkanı insanlara heyecanlandırıyordu. Her mucid çalışmalarını akademik makalelerde yayınlayarak bu işe önemli katkılar sunuyordu. 

Ohio Dayton'da yaşayan 2 bisiklet ustası olayı daha başka bir noktaye getirdi. Wilbur ve Orville Wright 1890 yılında kuşların nasıl uçtuğu hakkında araştırmalar yaptılar. Kendilerinden önce yayınlanmış tüm bilimsel makalelere takip edip onların bir derlemesini üretebilecek düşündüğünü düşünüyorlardı.  

   

İlk olarak Alman Otto Lilienthal 'ın çalışmalarını okuyarak yola başladılar. İkisi de aslında bilimsel bir eğitim almamıştı. Liseden sonra okulu bırakmışlar, birlikte çalışmaya odaklanmışlardı. 

Ama onların hayali yerde değil, havadaydı. Başka muciklerden öğrendikleriyle planör yapmaya başladılar. İlk başta yaptıkları hep başarısız oldu. Ama pes etmediler. Havada kalma süresini uzatmak için sürükleme hesaplamaları yaptılar. 

Bu hesaplamaları yaparken Vanham ve Brony 'in rüzgar tüneli araştırmasına ulaştılar. Planörlerini rüzgar tüneli yaparlarsa havada kalmasını sağlayabileceklerdi. Rüzgar tüneliyle yaptıkları denemelerden sonuç alınca motoru kuvvetlendirmeye ve pervaneli uçuşlara geçiş yaptılar. 


Yaptıkları araştırmalarla kontrol edilebilen bir tasarım üzerinde durdular. Kontrol edilebilmesini eğilmiş kanat adını verdikleri de bir sistemle çözdüler. Her şey tamamdı. Üzerinde titizlikle çalıştıkları ilk uçağa 17 Aralık 1903 yılında  havaya kaldırdılar. 

Wright kardeşler bu denemesinde Wright Flyer 'la havada 12 saniye kalarak 37 kilometrelik uzun bir uçuş gerçekleştirdiler. Aynı gün denemelere devam ettiler. Uçuşların bazıları bölge halkına açık, bazıları ise gizli olarak yapılıyordu. 

Havada kalma süreleri uzadıkça insanların onlara hayretle bakmasına sebep oldu. Wright kardeşler ünleniyorlardı. 1904 yılında Flyer 2 adını verdikleri yeni bir uçak ürettiler. Flyer 2 havada 5 dakika kalabilmişti. 

1905'de ürettikleri Flyer 3 ise daha geniş hareketli bir uçak oldu. Kıvrak bir şekilde sağa sola dönebiliyordu. Wright kardeşler gittikçe daha iyi uçak yapmayı öğreniyorlardı. Piyasaya sürülebilecek uçak üretiyorlardı artık.

Şimdi uçaklarını satabilecek müşteriler aramaya koyuldular. Hem Amerika Savunma Bakanlığına hem de Avrupa'da birkaç ülkeye haber gönderip uçak isteyip istemeliklerini sordular. İlk başlarda kimse onlara inanmıyordu. 

Çünkü arka planda sıradan bir bisiklet tamircileriydeler. Wright kardeşler icatlarını bir an önce satıp yenilerini üretmek istiyorlardı. İlk hamle Fransız bir iş adamından geldi. Amerika 'ya bir adamını gönderip gerçekten uçak yapıp yapmadıklarını görmek istiyordu. 

Wilbur ve Orville Wright 'ın çalışma sahasına gelen kişi iddiaların gerçek olduğunu gördü. Bu haber bölgede de yayılıyordu. 1907 yılında Amerika Savunma Bakanlığı ilk sipariş veren oldu. Daha sonra Fransız iş adamı da siparişini verdi. 

Wright kardeşlerinin yaptıkları uçak tek kişilikti. Sipariş verenler yolcu taşımakta istiyordu. Wright Flyer tasarımlarına iki koltuk daha eklediler. Haliyle motoru da kuvvetlendirdiler. Denemeleri başarılı geçince Wilbur Fransa 'ya... 

Orville'de Virginia 'ya doğru yola çıktı. İlk siparişlerini başarılı bir şekilde teslim ettiler. Artık popülerlikleri daha da artıyordu. Amerika'da iki uçak fabrikası ve uçuş okulu kurudular. Wright kardeşler önemli bir başarı atmışlardı. 

Onlardan ilham alan mühendislerde uçaklarını inceleyip kendi uçaklarını tasarlamaya başladılar. Vakit geçtikçe daha iyi uçaklar yapılıyordu. Wright kardeşler büyük bir adım atmışlardı ama onları bu konuda geçenlerde ortaya çıkıyordu. 

1912 yılında bu gibi olaylara dayanamayan Wilbur yakalandığı Tifoya'da yenik düşerek hayatını kaybetti. Artık Orville tek başınaydi. Kardeşinin vefatından sonra daha fazla zorlanmaya başladı. Onların dışında uçak yapan insanların ortaya çıkması rekabeti arttırıp Orville 'in yorgun düşmesine sebep oldu. 

1916 yılında daha fazla devam edemeyeceğini anlayınca Wright Company şirketini satarak Dayton'daki Rabarra geri döndü. Yalnız başına çalışmalarını sürdürüleceğin Amerika Ulusal Havacılık Komitesi ona danışmanlık teklif etti. 

Bu komite yıllar sonra NASA adını alacaktı. Orville havacılığa olan aşkını ülkesi için çalışarak devam ettirdi. 1948 yılında da hayatını kaybetti. Orville ve Wilbur Wright kardeşlerin havacılığa olan katkısı asla yadsınamaz düzeydeydi. 

Bugün hala onlar sayesinde hava yoluyla seyahat edebilmektedir. Onların adının tarihe geçmesi için NASA Mars 'a gönderdiği Ingin New York adlı helikopteri Wright kardeşlerin meşhur uçağı Flyer'dan küçük bir parça yerleştirdiler. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder