21 Temmuz 2024 Pazar

Amerikan Bağımsızlık Savaşı



15 Mayıs 1775 toplanan temsilciler meclisinin üyeleri işte savaşmaya karar vermişlerdi.  Işte Virginialı Albay George Washington komutasında bir olurdu oluşturulmuştu. Bu kişi Amerika'nın daha sonra ilk başkanı olacak


Ve artık halk yavaş yavaş savaşa gireceği bir döneme doğru gidiyordu. Işte savaş boyunca bu özgürlük savaşı. Yani bağımsızlık savaşı, kolonilerin kendilerinin bağımsız olacağı bir mücadeleye girme savaşı


Işte bu savaş boyunca ne oldu Kuzey Carolina Valisi buradaki halkı şimdi 13 tane koloni var. Her birinin farklı farklı usul yöntemi var. Kuzey Carolina Valisi buradaki halkı İngiliz Kralı'na itaat etmeleri yönünde ikna ediyor



Ama İngiliz birlikleri gelinceye kadar koloni askerleri geldiği için yani koloniler biraz daha hızlı. Buradaki kral yanlılarını kolaylıkla yenmeyi başarıyorlar. Bu Kuzey Carolina'da Güney Carolina sahilinde İngiliz savaş gemileri dolaşarak Charles'ın kendini ateş altına alıyorlar. Ama Koloni halkı da silahlandığı için bu askerlerin kontrolü ele almasını engelliyorlar. Yani kasabaya, şehre çıkmasına izin vermiyorlar. Orada hakimiyeti bir nevi sağlıyorlar


10 Mayıs 1776 toplanan kongre her koloni temsilcileriydi. Yani kolonilerde toplanan kongre her koloniden temsilcilerle kolonilerin İngiliz Krallığı'ndan ayrılması için çağrıda bulunuyor


Tabii krallıktan ayrılmak demek özgürlük ilanının resmen başlaması demek. Bu amaçla da Virginialı Thomas Jefferson başkanında 5 kişilik bir komite resmi bildirim hazırlamak üzere görevlendiriliyor. Yani bağımsızlık bildirgesi hazırlanacak



Jefferson da bilindik bir isim. Daha sonra Amerika'nın 3 başkanı olacak kişi. böylece 4 Temmuz 1776  bağımsızlık bildirisi yayınlanıyor.  Bağımsızlık bildirisinin yayınlandığı zaman


Tabii bir anda krallıkla savaş bitmiyor. Ağustos ayında New York'ta çatışmalar yaşanıyor. New York kral yanlılarının yoğun olarak bulunduğu bir yer. Aralık ayına kadar koloni askerleri zor günler geçiriyor


 Bir anda savaşa girilmiş. Siz bir ülke değilsiniz. Kolonisiniz, halksınız. Karşınızda bir İngiliz İmparatorluğu var. Silahıyla, topuyla, donanmasıyla. sıradan bir halksınız, Bir anda bağımsızlık mücadelesine giriyorsunuz. Silah yok. Malzeme yok. Bizim Kurtuluş Savaşı'nı düşünün. 



yiyecek sıkıntı kışlar burada problem. Aslında Amerikan güçleri tam da bu sebeplerden dolayı dağılmak üzere. Ama  İngilizlerin bir kış saldırısı her şeyi sonlandırabilir


Ama İngilizler burada yine bir taktik hata yapıyor. Ve savaşa devam etmek için bahar ayını bekleme kararı alıyorlar. Yani kışın sert geçmesi ya kışın savaş mı olur? Baharda savaşalım mantığını güdünce bu kolonicileri bir anda İngiliz New York bölgesindekiler durdurmanın önünü kapatmış oluyor. Bu arada İngiliz kuvvetlerinin bu bölgedeki askerlerinin başında General William How diye birisi var. O kadar çok hatalı karar var ki Amerika'yı Amerika olduysa gerçekten önemli bir katkısı var bu generalin


Halbuki kış aylarında koloni askerlerinin komutanı Washington'da New Jersey ve İngilizlere saldırarak başarı yakılıyor. Yani İngilizlerin savaşma niyeti yok. Baharda savaşırız derken George Washington'ın komutasındaki askerler, koloniciler saldırıyor ve başarıyla yakılıyor


Cesareti getiriyor. Dağılmak üzere olan askerlere ümit veriyor. Tekrar ümitler yaşanıyor. General buna karşılık harekete geçerek Pensilvanya'daki Amerikan ordusuna saldırıyor ve onları orada yeniyor


Kış ayı Amerikan askerleri için oldukça zor geçecek bir döneme giriyor. Ihtiyaçları karşılayacak imkan yok. Buna rağmen ayakta kalmayı başarıyorlar. Çünkü girdikleri savaşlarda mücadelelerde kazandıkları da var. Yapabiliriz mantığı hakim oluyor. Işte bir başka İngiliz generalin

böyle komutasındaki askerler, askerler işgal etme planı yapıyorlar. Ama bölgenin ormanlık ve bataklık arazisi bu ordunun başarısını engelliyor. Bu açıdan Amerikan milis kuvvetleri bölge insandan oluştuğu için

Aslında İngiliz askerlerine göre hayatta kalma becerisi daha yüksek olan insan. Yani bunlar birebir ormanlarda, çiftliklerde çalışan insanlar ve silahlanıp İngiliz askerlerinin karşısına çıkıyorlar. Tabii İngiliz askerlerinin hepsi İngiltere'den gelmiyor


Buradan da oluşan yani koloni halkından da İngiliz askerliği askeri birlikleri katılan paralı askerler var. İngilizler sistemi o şekliyle. Ama yine de bu yerel halk başarılı oluyor. Bu ormanlık bölgelerde


Neticede Amerikalılar bu askeri birliği iki kez püskürtüyorlar. Newyork doğru gitmeye çalışırken engellemeyi başarıyorlar. 17 Ekim 1777 bu ordu tamamen Amerikalılara teslim oluyor. 6.200 İngiliz askeri teslim alıyor


İngiliz ordusu takviye alamadığı için anavatan uzak. yardım edecek, askeri birlik yok. Gelse 2 ayda gelir. bir anda askeri birlik gelemiyor. Neticede yapayalnız var. Etrafınız düşmanlarca kuşatılmış ve Teslim oluyorlar


ölmektense teslim olmayı yeğliyorlar. Amerikan bağımsızlık savaşının bir de Fransızlara bakan bir yönü var. Fransızlar doğal olarak İngiliz Krallığı'yla savaşan Amerikan Koloni halkının sempati besliyorlar


Aynı zamanda 1763 Paris Anlaşması'yla Fransızlar yenilgilerinin neticesinde Amerika'daki topraklarını kaybetmişti hatırlarsanız. Ve Benjamin Franklin 1776 Fransa'ya bir destek alabilme umuduyla gidiyor. Böylece Fransızlar 14 gemi savaş malzemesinin gönderiyor ve yardımlar başlıyorlar. Gemiler gidip gelmeye başlıyor. Fransızlar silah ve barut meselesini çözmüş oluyorlar. Ihtiyaç var. Fransızlardan geliyor


1778 Fransa bu duygular ile Amerika'yı bir ülke olarak tanıma kararı da alıyor. Ve nihayetinde de İngilizler Fransız gemilerine ateş açmaya başlayınca Amerika'nın yanında savaşa giriyorlar. bağımsızlık savaşı  Avrupa'ya gidiyor


Yapılan anlaşma uyarınca yani Fransızlarla koloniciler arasında Amerika arasında yapılan anlaşma uyarınca Amerika bağımsız oluncaya kadar savaş devam edecek. Ikincisi bir şekilde Amerikalılar onlar da İngiltere'yle kralla anlaşırlarsa Amerikalılar, Fransızları satamayacak. Bunu madde olarak yazıyorlar. Yani Fransızların korkusu var. Ya siz dindarsınız. Millet aynı millettensiniz. Beni satarsanız mantığı var. Bunu anlaşmaya koyuyorlar. Ben bağımsız oluncaya kadar senin yanındayım ama sen de yarın bir gün anavatanla anlaşıp bana sırtını dönmeyeceksin diyor


Yani tam bir mücadeleye gireceğiz diyorlar. Tabii Fransa'da krala karşı bir durum da var. Yani kraldan nefret eden bir topluma doğru hızlıca gidiş var. Malumd 1789 yani 10 sene sonra Fransa'da devrim olacak. Amerika'da halk ilham oluyor. Birbirlerine ilham oluyorlar. Yani Fransız halkı da destekliyor


Amerika'nın kolonicilerin bu haline. Ya Fransa, İngiltere'ye karşı savaşa girince 7 yıl savaşının yenilen bir diğer tarafı olan, yani bu 1763 Paris Anlaşması'nın bir diğer tarafı olan İspanyollar da kaybettikleri yerlerimizi geri alabilir miyiz ümidiyle İngiltere'ye savaş ilan ediyorlar. Tamam onların Amerikalılarla ittifak etme birliği durmuyor. Bunlar kendi kaybettikleri toprakları alma derdinde. 1780 İngilizler Amerika ile ticareti devam ettiren Hollanda'yla savaş ilan edince Amerikan bağımsızlık savaşı başka bir boyuta taşınmış oluyor. Yeni koloniler bağımsız olacak derken bir anda işin içinde Fransa giriyor, İspanya'ya giriyor, Hollanda giriyor


Kendi kıtalarına taşıyor, Tabii bu durumda İngiltere, İngilizler için iş zorlaşıyor. Karşılarına Fransızlar Hollandalılar var, İspanyollar var. kolonilerle mücadele etme durumu var. Bu durumda kendilerinin yönünü güney kolonilerine çeviriyorlar. Oralardaki halk Bir şekliyle krala sadık olabilir. Ümidiyle şu ilk önce Güney Kolonilerini ele geçirelim. Oradaki halkla yukarıya doğru gidip diğer kolonileri tek tek işlerini bitirelim mantığı var


Neticede Güney Carolina'nın Charlesson kentinde Benjamin Lincoln emrindeki 5.0000 Amerikan askeri 1780 İngilizlerin saldırısına dayanamayıp teslim alıyor. Bu açıdan Amerikalılar büyük bir yenilgi almış oluyorlar. Ama 1 yıl sonra 1781 Buradaki Amerikan askerleri yenildikleri İngiliz teslim oldukları İngiliz ordusunu yenmeyi başaracak seviyeye ulaşacaklar. Ve 1780 Fransızlar Amerika'ya yardım için 6.000 asker yolluyorlar. Fransız donanması da İngiliz gemilerinin takviye güçlerini engellemeye başlıyor dediğimiz gibi başka bir boyuta taşındı. Yani normalde kolonilerin gemileri yok. Yani donanması yok. Bunu Fransızlar yerine getirmeye başlıyor. İngiliz General Charles Convaliss'in komutasındaki İngiliz ordusu ile Fransız ve Amerikalılardan oluşan 18.000 bin kişilik ordu 1781 yılında adeta köşe kapmaca oynar gibi mücadele edip savaşıyorlar. Neticede İngiliz ordusunun hayatta kalan 8.000 kişilik ordusu 19 Ekim 1781 teslim olmak zorunda kalıyor


İngiliz gücünün ortadan kaldırılması, savaşın bir anda bitmesi için yeterli olmuyor. Izleyen 2 yıl boyunca savaş sonuç almadan devam ediyor. Nihayet 1782 yeni İngiliz hükümeti Paris'te barış görüşmelerine başlıyor


Yani İngiltere'de hükümet devriliyor. Yeni hükümet başa geçiyor. Ve artık yeter diyor. Bunu bir şekilde bitirelim. Işte İngiliz Kraliyeti 13 koloninin bağımsızlığını tanıyor. Kolonilerin batısında kalan Kanada toprakları ile Güneyde ihtilaflı bölgeler dışındaki bölgeler haricindeki o batı bölgelerini bu kolonilere terk ediyor. Yani büyük bir başarı var. Amerikan bağımsızlık mücadelesinde sona gelinmiş oluyor. Amerikan bağımsızlık savaşı sonucu ülkenin bağımsızlığı tanınmış oluyor


Tek bir ulus olarak İngilizlerle savaşılmamış da var. Yani işte arka boyutta başka bir durum daha var. Koloniler kral yanlısı ve koloni yanlısı olarak ikiye bölünmüş durumda. Bu yönüyle Amerikan bağımsızlık savaşı aslında aynı zamanda bir iç savaş. 


şimdi bütün halk İngilizlere karşı savaşmadı. Kralı destekleyen, İngiltere'yi destekleyen halk da aynı yerde. Işte her 5 koloniciden birisi aslında İngilizlere sadık kalmıştı


bu insanlar İngiliz yönetimini eleştiren insanlar ama olayların çatışmaya dönüşmesini istemiyorlar. Anavatanda çatışmayalım diyorlar. Ama neticede bir savaş oluyor. Bunlar kralın tarafında savaşıyorlar


ama koloniciler bir şekilde bağımsızlıklarını ilan ediyor. Ayrıca İngiltere'ye bağlı kalmanın onların dünyadaki diğer kolonileriyle de ekonomik çıkarlarının devam ettireceğini düşünen bir kesim de var


İngiltere İmparatorluğu öyle genişlemiş durumda ki dünyanın her yerinde kolonisi var. Kolonilerden ürünler geliyor.  bu sistemin içinde kalırsanız bağımsız olmazsanız bundan istifade ederiz diye düşünen bir kitle var. Halk var. Bunlar da İngiliz Kralı'nın yanında kalmışlardı


Işte Amerika'da malum, görev yapan ve maaşını İngiliz devletinden alan görevlilerin, görevlerin çoğu da krala sadık kalanlar arasında. Aynı şekilde işte servetini İngiltere'ye sadık kalarak korumak isteyen zengin bir elit kesim de mevcut


Yine belirttiğimiz üzere İngiliz ordusuna katılırsa özgür olacakları sözü verilen siyahilerden bir kısım da İngilizlere katılmış durumda. Bazı Kızılderililer de topraklarının kolonilerde yaşayanlar tarafından alınacağı korkusuyla kraliyeti desteklemişti.


Ilginç bir detay ama İngiliz kralı üçüncü George aynı zamanda Alman asıllı olduğu için kolonilerdeki bazı Almanlar da İngiliz ordusunu destekliyor. Yani gördüğünüz gibi farklı boyutları var. New York kolonisinin yarısı krala bu savaş sürecince sadık kalıyor


Güney ve Kuzey Kolonilerde iç bölgelerde yaşayanlar krala sadık kalırken kıyı kesimi bağımsızlık yanlısı bir tavır sergiliyor. Işte şimdi savaş bitmiş durumda. Ama bu kral taraftarları koloniacilaeri yani kral taraftarı kolonicelere ne olacağız sorusu ana gündem maddesi. 


Aslında Paris Antlaşması uyarınca bu insanların topraklarında yaşamasına izin verilmesi gerekiyor. Anlaşma maddesi bu. Ama bu durum koloni değişiyor. 


Karşılıklı çatıştığınız bir komşu var. Komşunuz kralı destekliyor siz bağımsızlık yanlısısınız. Şimdi nasıl olacak yani? Işte Pensilvanya'da kral taraftarları topraklarının çoğunda oturmaya devam ediyorlar. Yani orada Pensilvanya bu şekliyle


Baştan beri bahsettiğimiz üzere bir düzen var orada. Bir şekilde bir hoşgörü sağlamışlar. Savaşsalar bile bir şekilde oturup işte topraklarını bu insanlar yine devam ettirebiliyorlar, koruyabiliyorlar. Carolina eyaletlerinde Kuzey Güney Iki grup arasında öyle büyük bir nefret var ki, Bu insanların toprakları ellerinden alınıyor. Krala sadık kalanların ve geri verilmiyor. New York gibi birçok eyalette de krala sadık kalanların büyük toprakları alınıyor. Küçük parçalara bölünerek halka dağıtılıyor


verilecek bir toprak parçası yok. Karşıda yüzlerce insan var. Alın bakalım deniliyor ve orada da bu iş böylece el konulmasına gidiyor. Artık bu da işte Amerika'da yaşayamayacağını düşünen 100.000 kral taraftarının ülkeden ayrılmasına sebebiyet veriyor.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder