12 Kasım 2023 Pazar

Leningrad Kuşatması



1 Eylül 1939 günü Almanya'nın Polonya'ya saldırması üzerine Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı resmen başlamıştı. Polonya'yı Sovyetler Birliği'yle birlikte işgal eden Almanya bu sefer de batı işgallerine devam etmişti ve 1941 yılının ortalarına doğru neredeyse bütün Avrupa, Almanya egemenliği altına girmişti. 


Almanya Yeni hedefi ise doğu topraklarıydı. 22 Haziran 1941 günü dünyanın en büyük kara harekatı olan Barbaros'la operasyonu başladı. 


Barbaros'la operasyonda üç ana hedef vardı. Güney Ordu Grubu Kiev ve sonrasında Bakü petrollerine merkez ordu grubu ardından da Moskova'ya ilerleyecekti. Kuzey Ordu Grubu'nun hedefinde ise bir şehir vardı. O şehirde Sovyetler Birliği'nin kurucusu olan Vladimir Lenin'in ismini taşıyan Leningrat'tı



Günümüzdeki adı Saint Petersburg olan şehiri yaklaşık
900 gün kuşatmada kalmasına rağmen teslim olmamış ve işgal edilememişti. Şimdi Leningrad Kuşatması'nın en önemli dönemi olan ve müthiş bir kıtlığın yaşandığı kuşatmanın ilk yılını detaylandırarak neler yaşandı birlikte incelemeye başlayalım


Leningrad o dönemki Sovyetler Birliği'nin ve öncesinde Rus İmparatorluğu'nun kültürel kalbi olmuş en güzel şehirlerden biriydi. Almanların Kuzey Ordu grubuna Mareşal Will Hamrid komuta etmekteydi. Hamrid nazi partisi etkisinde olmayan subaylardan biriydi Fakat Hitler'in sevmediği generallerden olmasına rağmen gösterdiği başarılarından ayrıca hem soylu bir aileden gelmesi hem de ismindeki kelimesinden anlaşılacağı üzere şövalye unvanı kazanmış Prusyalı generallerden biriydi



64 yaşındaki komutan 
Hamrid birlikleri üç ordu grubunun içinde en hızlı ilerleme gösteren birliklerin başında gelmekteydi. Sadece beş günde Leningrad'a giden yolun yarısına gelmişlerdi. Alman ordularının Leningrad'a doğru ilerlediği anlaşılınca Laringrad'ı yönetmekten Sorumlu olan Almanlar saldırmadan önce tüm Leningrad halkını seferber ederek önlemler almaya başlamıştı. Seferber olan halk hava saldırılarına karşı sığınaklar oluşturmaya, tarihi yerleri kum torbalarıyla gizlenmeye, tanklar için çukurlar kazmaya başladılar.


Şehir Savunmasına ise Rus iç savaşında bir kahraman haline getirildi. Fakat Stalin'in tasfiyesinden sonra şehirdeki alt komutanların birçoğu tecrübesiz genç komutanlardan oluşmakta Borcial luga hattı denilen bir savunma hattında bir dizi sur inşa edilmesi emrini vererek şehre biz istemeden kimse girmeyecek demişti. Ve şehir tam bir kaleye dönüştürülmeye çalışılıyordu. Bu surlar birbirine bağlanarak tank tuzakları, silahlar ve askerler yerleştirilmişti



Ancak savunmada boşluklar vardı ve daha fazla askere ihtiyaç duyulmaktaydı. Ilk takviyeler, Finlandiya, Sovyet sınırı üzerinden geldi. Fakat Finlandiya Almanlar ile birlikte saldırıp kış savaşında verdikleri toprakları tekrar kazanmak istiyordu. Ve fin kuvvetler 
de kuzeyden Leningrad'a baskı yapmaya başlamışlardı. Almanların ilk saldırıları başladığında tecrübesiz komutanlar ve yerel halktan oluşturulmuş birlikler büyük kayıplar verse de savunma hattı korunmuştu. Güneyinden gelen panzerler de yoğun ormanlık bölgede ve batak saplanmışlardı. Böylece ilk saldırı kırılmıştı. Fakat bu sefer kuzeyden gelen bir tehlike yani fin ordusu Leningrad'a yoğun baskı yapmaya başlamıştı. Finliler Sovyet Savunmasını 35 kilometre kadar yarabilmişlerdi. Ama ordusu da yoğun direnişle karşılık durmak zorunda kalmıştı. Hitler taarruz komutanı hızlı bir şekilde alınması emrini vermişti. Almanlar tekrar kuvvetlerini toparlayıp Lugo hattına saldırıya geçtiler



Bu saldırı öncesi mahkumları ve bütün gönüllüleri cepheye sürmüşlerdi. Ve bir karşı saldırı planlıyorlardı. Stalin bu şehrin kesinlikle Almanların eline geçmemesi gerektiğini ısrarla vurguluyordu. Almanların saldırısı tam olarak püskürtülmese de baskı biraz olsun azaltılmıştı 
13 Ağustos günü ise Almanlar Leningrat'a Moskova'dan gelen yardımların ana yolu olan ele geçirdiler ve Laning'e gelen en önemli takviye yolunu kesmiş oldular. Birkaç gün içinde luga hattı da yavaş yavaş çökmeye başlamıştı


Sovyet yetkilileri bunun üzerine bir emir yayınlayarak cepheden ayrılan herkesin kurşuna dizileceğini belirttiler. 20 Ağustos günü Almanya'ya gönderdiği mesajla Leningrad savunma hattının çöktüğünü, yolun açıldığını ve şehri birkaç gün içinde teslim alacaklarını iletti


Fakat Stalin savunma hattının yarılmasına rağmen Larin birliklere sokak sokak ev ev savunma yapılması emrini verdi. Ve bütün halk şehrin içinde hendekler kazmaya başlamıştı. Şehir tedariki sağlanan ateşli silahlar ve mızraktan kazma küreği kadar



Her şeyiyle savunulması için 150 küçük sektöre ayrılmıştı. Özellikle demir yolları rayları sökülerek ejderha dişleri denen yöntem ile tankların olası geçmesi beklenen noktalara yerleştirildi. Andrei Jaydanova şehri korumaları gerektiğini ve 
Her türlü takviyeyi alacaklarını belirtmişti. Fakat Almanlar Moskova'nın kapısına doğru ilerlerken Stalin'in söz verdiği takviyeleri alamayacaklardı. Ayrıca Stalin eğer Leningrad düşerse her şeyi yok edin ve Leningrad'ı dümdüz hale getirin emrini vermişti


Bundan dolayı tüm köprülere, fabrikalara, tüm resmi kurumlara, patlayıcılar yerleştirilmişti. Şehirdeki sivillerin elinde bulunan her türlü yiyecek maddelerine de el konulmuştu. Bu durum sonrası birçok sivil yaklaşan tehlikenin iyice farkına varsa da şehirde sıkı bir sansür uygulanmaya başlanmış ve şehrin dışarıyla bağlantısı tam anlamıyla kesilmişti. Şehirden çıkmak isteyen sivillere izin verilmiyor, kaçmaya çalışanlar ise Sovyet askerleri tarafından vuruluyorlardı



Sonunda Leningrad'ın merkezine yapılacak Alman saldırısı başlamıştı. Almanlar yoğun şekilde savunma hatlarına saldırırken saldırının 11 nci saatinde Hitler imzalı bir emir geldi. Emir'de saldırının durdurulması ve Leningrad'ın bir çember içine alınarak tüm dünyayla irtibatının kesilmesi 
yer alıyordu. Leningrad şehrine ulaşmak için şehrin güneyinde sekiz farklı bölge bulunmaktaydı. Hamrid birlikleri bu sekiz noktayı da ele geçirdi ve güneyden gelebilecek bütün yardım yolu kapanmış oldu. Hitler şehre gelecek tüm yardımların kesilmesiyle şehrin alacağını ve Sovyetler Birliği'nin kurucusu olan Lenin'in şehrini aşağılayıcı bir şekilde ele geçireceğini düşünmekteydi. Alman ablukası başladıktan birkaç gün sonra Sovyet askeri savunmasının başında olan Mareşal Klament Borishilov zihinsel ve fiziksel olarak bitme noktasına gelmişti


Leningrad savunmasının başına ise General George Show getirilmişti. Eylül ayında göreve gelir gelmez ürkek ya da korkmuş alt kademe komutanlarını değiştirdi ve her kim geri çekilirse çekilsin idam edilecek emrini saldırı emirleri vermeye başlamıştı. Tabii ki bilinen ikmal yolları kesilmiş olsa da Sovyetler ikmaller için yeni yollar oluşturuyorlardı. Bu ikmal yollarının kesilmesi için Almanlar da bu bölgelere saldırılar düzenlemekteydiler. Hitler'in bu kararı sonrası ve kışın gelmesiyle Almanlarda da sıkıntılar yaşanmaya başlanmıştı


Özellikle Sovyet karşı saldırıları Almanların da düzenini bozuyordu. Ayrıca merkez ve Güney Ordu gruplarının da ilerlemeleri durmuş ve ikmalleri düzensiz hale gelmişti. Çetin kış şartları kendini iyice göstermeye başladığında Alman tankları çalışmıyor ve birçoğu da Leningrad çevresinden tahliye edilmişti. Bu haberlerinin Grad'daki sivil halka duyurulduğunda halk savaşı kazandıklarını düşünüyordu. Ama Hitler'in başka fikirleri vardı. Hitler Leningrad'ın 24 saat boyunca topçu ateşine tutulmasını ve Havadan bombalanması emrini vererek taş taş üstünde kalmayacak demişti. Lenin halkı ve Sovyet askerleri için asıl dehşet dolu günler şimdi başlıyordu. Özellikle sıkı ablukanın ilk günlerinde bulunan gıda depoları bombalanarak beş bin ton gıda maddesi imha edilmişti


Bu tüm kışlık stoğunu içermekteydi. Karadan yardım yolları kesildiğinden ve yoğun kıştan dolayı halk açlıkla boğuşmaya başlamıştı. Şimdiki asıl düşman ise Almanlar değil Yoğun kar yağışının bastırmasıyla da açlıktan ölümler başlamıştı. Sovyetlerin açık halde bulunan son tedarik hattı olan hattı demiryolu ise Almanların kasabasını ele geçirmesiyle 8 Kasım'da tamamen kesilmişti. Takviye yapılacak En yakın depo 350 kilometre ötedeydi. Sovyetlerin Leningrad'a takviye yapabilmesi için bir şansı kalmıştı. Ladogo Gölü'nün donmasını bekleyip buzla kaplı göl üzerinden ilk olarak atlı kızaklar ile sonrasında ise kamyonlar ile yardımları ulaştırmaya çalışmak


Ladoga Gölü üzerinde buz kalınlığının elverdiği bir hat ile Ladoga Osinaves ve Kobana Osinemes hatları arasında kamyonlar ile yardımlar ulaştırılmaya çalışıldı. Fakat bu başarılı gibi gözükse de kıtlığa çare değildi. Ve bir kişinin günlük ekmek ihtiyacı iki dilime kadar düşmüştü. Bu yolda birçok kamyon da buzların kırılması ile gölün soğuk sularına batmıştı. Özellikle kamyon sevkiyatının başladığı ilk 3 günde 350  kamyon sulara gömülmüştü burada küçük bir hatırlatma yaparsak göl donmadan önce de tekneler ile takviye yapılıyordu. Fakat elde yeterli takviyeyi sağlayacak tekne bulunmamaktaydı. 1941  yılının kasım ayında açlıktan 11.000 Aralık ayında ise 53.000 kişi hayatını kaybetmişti


Özellikle sivil halk o kadar aç durumdaydı ki ölen insanları yemeye kalkanlar yüzünden birebir yayınlamış ve askerler günlük olarak ölüleri toplayarak toplu mezarlara koymuşlardı. Ayrıca bu toplu mezarlar açılmamaları için askerler tarafından korunuyordu. 1941 yılının ocak ayında ise Sovyetler için bir hayat ışığı belirdi. Sovyet ordusu tarafından ele geçirildi ve arasındaki demir yolu takviyesi tekrar açılmaya çalışıldı. Ve halkına seslenerek Kazanacaklarını belirtti. Bu arada  Finliler kış savaşında kaptırdıkları toprakları ele geçirdiler ve savunmaya geçtiler. Hitler'in yoğun baskısına rağmen iç bölgelere ilerlemeyi reddettiler


Bu arada kaybedilmesi Hitler'i çok sinirlendirdi ve zaten sevmediği Hamrid, bu bahaneyle görevden alarak Leningrad cephesine görevlendirdi. Ele geçirilse de gelen takviyelerin birçoğu yine Almanlar tarafından imha ediliyordu Leningra'da ulaşmaktaydı. 1942 yılı Ocak ayının sonlarına doğru Hitler, Larin Grad'a yapılan hava saldırılarının sona ermesini emretti. Şehrin sefalet içinde teslim olmasını bekliyordu. Fakat Sovyet Ordusu Karşı saldırıya geçti ve bu çatışmalar bir yıla yakın bir süre şiddetli bir şekilde devam etti. Ayrıca hava desteği daha önemli bölgelere kaydırılmıştı. Ocak ayında ise açlıktan 124.000 Sovyet sivili ölmüştü. 1942 yılı Şubat ayına gelindiğindeyse gölün Iyice donmasıyla daha fazla kamyonun leningrada ulaşmaya başlamasın üzerinden de takviyelerin gelmeye başlaması ile halk ve askerler iyice beslenebilmeye, ilaç bulmaya başlamıştı ve günden güne moraller yerine gelmekteydi. Mart ayı başındaysa ayakta kalan binalar ve evler tek tek kontrol edildi ve yaklaşık 300.000 kişi  ölü halde bulundu. Alman ordusu da eskisi kadar gelen takviyeleri durduramıyordu. Kuzey Ordu grubunun unsurları merkez ve güney ordularını desteklemek için kullanılmaya başlanmıştı


Fakat Alman topçuları devamlı olarak LeninGrad'ı top ateşinde tutmaya devam etmekteydiler. Ladoga Gölü de çözülmüştü ve teknelerin sayısı artırılarak daha hızlı şekilde takviyeler alınıyordu


Hatta gölün içinden döşenen hat ile Leningrada elektrik bile sağlanmakta gelecek kışın erzağı bile mart ayı itibarıyla hazır bulunmaktaydı. 1942 yazına gelindiğindeyse günden güne Alman piyadelerinin saldırıları zayıflamaktaydı. Ancak Alman üs yönetimi büyük şehre saldırmaya devam edilmesini istiyordu. Yavaş yavaş azalan Alman takviyeleri ve özellikle Sovyet sivillerden oluşan partizan grupları Alman askerlerini canından bezdirmeye başlamış. Hem de bu sefer işler iyice tersten dönmüş


Almanlar takviye alamamaya başlamışlardı. Yenilgisi ve ardından yaşanan Kursk mağlubiyetleri Almanların artık çevresinde tutunamaz hale getirmişti. 1944  yılının Ocak ayında bulunan Sovyet birlikleri hücuma geçerek Alman birliklerini mağlup etti ve geri çekilmeye zorladılar. Böylece 900 gün süren kuşatma sona ermiş oldu. Yaklaşık 2,5 k yıl süren Leningrad kuşatması sonrasında Leningrad tanınmaz bir hale gelmişti ve tarihi binaların birçoğu yıkılmıştı


Günümüzde Stalingrad Savaşı çokça konuşulsa da Leningrad kuşatması dünya üzerinde eşi benzeri olmayan bir kuşatmaydı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder