29 Aralık 2023 Cuma

Pers İmparatorluğu



Antik çağ Mezopotamya Devletleri'nden Asur İmparatorluğu, milattan önce 7 nci yüzyılda en güçlü dönemlerini yaşamaktaydı

Bugünkü Kuzey Irak Orjinli olan devlet tüm Mezopotamya'yı kaplar olmuş, Suriye, Batı İran ve Güneydoğu Anadolu'ya kadar genişlemişti. Genişlemeye liderlik eden ünlü Asur Kralı Asurbani Pal, topraklarına yenilerini katadursun biri milattan önce 652 Babil'de isyan etti. Isyan Doğu'daki Elam Krallığı tarafından da desteklendi. Asur lideri kardeşinin başkaldırısını etkisiz hale getirdikten sonra işbirlikçi Elam Krallığı üzerine yürüdü. 

Milattan önce 646 yılında başkent Susa ve çevresini kana bulayıp krallığı yok etti. Yok olan krallığın doğusundaki Ançan ve civarında o sıralar İrani bir toplum olan Persler yaşamaktaydı


Bu toplumun oluşumuyla ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Kimilerine göre Persler Hazar Denizi'nin doğusundan önce Zahros Dağları'nın batısına geçmeye çalışmış, baskı görünce Angen civarına gelmişti

Kimine göreyse elamların zayıflamasıyla İrani Göçer Topluluklar bu bölgeye yerleşmiş ve Elamlılarla kaynaşarak yeni bir toplum oluşturmuştu. Persler Asurluların bölgeyi almasının ardından yerel krallık kimliklerini güçlendirip Asur Devleti'ne yakınlaştılar

Elamın yıkılışı, daha kuzeyde Ekvatana bölgesinde yaşayan ve gelişmekte olan perslerin akrabaları Medler için de bir fırsat oldu. Oluşan boşluğu dolduran metler, kısa süre sonra Babellilerin Asur Krallığı'na karşı olan başkaldırılarını desteklediler

Bu girişim Asur şehirlerinin yok olmasına ve Asur İmparatorluğu'nun yıkılmasına yol açtı. Çöküş sonrası Babil ve Met Krallıkları boşta kalan toprakları paylaştılar. 


O sıralarda zayıf yapılı bir boy konfederasyonu olmaktan öteye gidemeyen Met Krallığı, sınırlarını Doğu İran'dan Kızılırmak Nehri'ne kadar uzattı. Bu geniş hakimiyet alanı Persia'daki Aha Memiş Hanedanı'nı da kapsar bir durumdaydı

Ağışan Kralları olan Ahmediş Hanedanı özellikle milattan önce 559 da başa geçen ikinci Kiros döneminde giderek güçlendi. Persleri birleştiren kiros elem sahasına da yayılarak Med ülkesi içinde giderek popülerleşti

Bu popülerleşme medya merkezine bir alternatif olma durumu yaratınca doğal olarak net kralı Asdiegez Perslerin üzerine sefere çıkmaya karar verdi. Birkaç yıl süren savaşların neticesinde Astiagez, ordusunun ihanetine uğradı. Ve esir alınarak ikinci kirosa teslim edildi

Anne tarafından dedesi olduğu iddia edilen Astege'si böylece alt eden Kiros, başkent Ekvatan'a girerek metlerin tüm mirasına sahip oldu. Ve böylece hanedanının yönettiği Pers İmparatorluğu ortaya çıkmış oldu


Tarihçilerin büyük unvanını verdiği Kirros, yeni kurduğu siyasi yapısının ilk hedeflerinden birisini Anadolu'yu ele geçirmek olarak belirledi. Anadolu, Doğu ve Batı ticareti arasındaki köprüydü. Ve ticaretle zenginleşmiş önemli şehirlere sahipti

Lidya Kralı ve Kiros arasında milattan önce 540'lı yıllarda geçen savaşların kazananı Persler olurken, Lidya Krallığı tarihe karıştı. Batı Anadolu'daki İyon şehir devletleri de kısa süre sonra imparatorluğa bağlandılar

Kiros'un sıradaki hedefi Lidyalılarla ittifak yapmış olan yeni Babil Krallığı oldu. Daha önce de Susan'ın alınmasından doğan düşmanlık metlerin yıkılmasından sonra büyümüş, Lidyalıların çöküşüyle tepe noktasına ulaşmıştı


Aradaki husumet giderek artınca Kiros, milattan önce 539'da Babil üzerine yürüdü. Dicle üzerindeki o pistte Babil Kralı Nabu Nidus'la karşılaşıp onu yendi. Babil'e gidip kendisini yeni Babil Krallığı'nın mirasçısı olarak ilan etti

dini kurumlara ve sivil yönetime dokunmadı. Halka karşı müsamahalı ve adil olmaya çalıştı. Hatta zamanında Babil Kralı Ekinci Nebukadnezar tarafından Mezopotamya'ya sürülen Yahudilerin Filistin'deki topraklarına dönmesine izin verdi

Pers liderinin buna benzer tutumları Babil Krallığı'ndan kendisine geçen topraklarda kabullenilmesini kolaylaştırdı. Büyük Fatih'in sıradaki seferlerinin yönü Doğu oldu


ülkenin doğusundaki savaşçı kavimleri boyunduruğuna alma niyetindeydi. Çıktığı sefer neticesinde kadusya, Hirkania, Derbicia, Arya, Korasmiya, baktirya, Margiana, 
Gandara, Satagdiya, Arakose ve Drangena'yı ele geçirerek imparatorluğu sınırlarını Orta Asya kadar genişletti. Ceyhun Nehri ötesinde yaşayan İskitler'in bir kolu olduğu düşünülen Masaget'lilerin imparatorluk topraklarına saldırması üzerine yeni bir sefere çıktı. 


Nehri geçti fakat Masagetler'in kraliçesi Tomris Hatun'un önderliğindeki orduya yenildi. Ve milattan önce 530'da hayatını kaybetti. Yerine geçen oğlu ikinci kamp birses, babasının politikasını devam ettirdi


Sıradaki hedef Mısır'dı. Kral derhal bir donanma kurulmasını emretti. Milattan önce 526'da çıkılan seferde Sina'yı geçen Pers Kralı Mısır Firavunu üçüncü Sametikos'u yenilgiye uğratarak başkent Menfis'e girdi. Ve Mısır'ı ülkesinin parçası yaptı

Mısır'ın ele geçirilmesinden sonra tüm eski dünya ilk defa tek bir imparator idaresi altına girmiş oluyordu. Kambises milattan önce 522'de Mısır'da olduğu sıra kendisinin kralın kardeşi olduğunu iddia eden bir kahin, Persia da kendisini kral ilan etti. Bunu öğrenen birses, babasının kurduğu pasargada dönmek üzereyken yolda bir anda ölüverdi. Ve ülke büyük bir kaosa sürüklendi


Bu kargaşada mensup Arsames bir şekilde sivrilip birinci olarak başa geçti. Tahta geçmişti geçmesine ama otorite eksikliğinden ülkenin dört bir yanında isyanlar çıkmıştı. Buna ek olarak mevki ve iktidar çekişmelerinin persoyluları arasındaki düşmanlıkları kışkırtmaları 
yeni kurulan imparatorluğu çözülmenin eşiğine getirdi. Her şeye sıfırdan başlayan yeni kral 17 savaş üst üste kazanarak isyan eden tüm kavimleri sert bir şekilde cezalandırıp sedeflerinin kendisine bıraktığı siyasi yapıyı başarıyla korudu.

Ülkedeki merkezi yönetimi kuvvetlendirmek için satratlık denilen valilik sistemini var olan yapı üzerinden yenileyip verimli bir hale getirdi. Elan ve Medler'den intikal eden bürokratik işleyişi daha da profesyonelleştirdi.


Ülkesi içindeki ulaşımı ve ticareti geliştirmek için Susa'dan Sardis'e uzanan kral yolunu inşa ettirdi. Aynı zamanda bu ve benzeri yollar imparatorluğunun uzak noktalarına gücün ulaştırmasında büyük katkı sağladı.

Askeri anlamda çok uluslu olan ordusunu disipline etti. Vergi sistemini sağlam temellere oturttu. Ülkesindeki farklı milletlerin geleneklerini, yerel yönetimlerle entegre edip, imparatorluğa olan bağlılığı arttırdı.

Imparatorluğu adeta yeniden kuran Kral, içteki meseleleri halledince fetih hareketlerine girişti. Asya derinliklerinde İskitlere karşı savaştı. Zaferler kazandı. Hatta bir ara İskit Kralını dahi esir almayı başardı.


Yine benzer dönemlerde Hindistan seferine çıktı. Pence'a girip Ganj Nehri'ne dek akıllar yaptı. İndus havzasını kendi ekonomik alana dahil ederek Hint Diyarı'ndan akan parayı kendi kontrolüne aldı. Karadeniz'in kuzeyindeki İskitler sürekli ülkesine saldırdığı için onların üzerine yürüdü.

Milattan önce 512 ,513 İstanbul Boğazı'ndan geçip Tuna Nehri'ne vardı. Ve buradan İskit diyarını işgale başladı. İskit ordusunun peşinden Karadeniz'in kuzeyine kadar meşakkatli bir sefer süreci yaşayan Kral tam olarak istediğini alamasa da pek çok yerleşimi ele geçirdi. Ve eskitleri bir süre problem olmaktan çıkardı. Geri dönerken de Trakya ve Makedonya'yı almaları için komutanlarına emir verdi.



Buraların alınması Yunan şehir devletleriyle savaşın eşiğine gelindiğini göstermekteydi. Tabii boğazlarda kurulan hakimiyet iyon şehir devletlerinin ekonomik darboğaza girmesine de yol açacaktı. Ilerleyen dönemlerde sınırlarını genişleten büyük Darius adeta tüm dünyayı yönetir olmuş 
ve şimdiden bin yıllarca sonrasında dahi anılacak bir hükümdar olmayı başarmıştı. Bu denli güçlü olmasına rağmen ülkesinin genişliği, yönetim zaafları doğurabiliyordu. Ekonomik anlamda sıkışan ve başarısız siyasi girişimlerde bulunan Milestiran milattan önce 499 yılında isyan etti. Ve tüm İyon şehirlerini bu isyana dahil etti. Atina'nın da desteğiyle büyüyen isyan, kanlı savaşlardan sonra ancak milattan önce 493 bastırılabildi
Uzun süredir Yunan devletçiklerini ele geçirmek isteyen Atinalıların isyana yardımına sebep gösterip komutanlarını milattan önce 490 Yunanistan seferine gönderdi. 


Fakat yenilmez olarak görülen ordusu maraton muharebesinde yenilir 
bölgedeki Pers etkisi biraz olsun azaldı. Darius Yunan meselesini sonraya bırakıp dikkatini başka işlere yönelttiği sırada milattan önce 486  vefat etti
ölen kralın oğlu ve varisi kısa kısa Mısır'da devam eden ve Babil'de çıkan isyanlara öncelik verip bunları bastırdı. Sonrasında Anadolu'ya gelip milattan önce 480 Yunan devletlerine karşı hem karadan hem de denizden bir harekata girişti.

Çanakkale Boğazı'nı geçip kara yoluyla Atina'ya girdi. Fakat denizde aldığı salemisin ilgisi ilerlemesini riske soktu. Babil'de çıkan ikinci bir isyanın haberini alınca da komutanlarını bırakıp apar topar geri dönmek zorunda kaldı. Çünkü Babil, imparatorluk için hayati bir öneme sahipti.


Kral Babilileri sert bir şekilde cezalandırarak isyanı bastırdı. Aynı başarıyı orduları gösteremedi. Yunanlılara yenilen Persler, önce Avrupa'da hakimiyetlerini kaybetti
ardından 477 de kurulan Delos Deniz Birliği'nin saldırılarıyla Batı Anadolu'daki güçlerini yitirdiler. Bu savaşlar olurken Persia'da bulunan milattan önce 465 de öldü. Ve yerine oğullarından Artur Kısakses geçti.

Uzun hüküm yılları kargaşayla geçen artık milattan önce 450'li yıllarda Atina'nın başını çektiği Atik Delos Birliği'nin Akdeniz akınlarıyla uğraştı. Persleri Batı Anadolu'dan çıkaran birlik, ekonomik kayıplarını telafi etmek adına Akdeniz'e açıldı.

Kıbrıs ve Mısır'a kadar akınlar yapıp buradaki valileri Pers merkezi Susa'ya karşı kışkırttı. Çıkan isyanlar zor olsa da Pers orduları tarafından bastırıldı. Isyanlardan sonra persler kuzeybatı topraklarındaki haklarından vazgeçerek Yunanlılarla barış yaptılar, buna rağmen Kral Yunan şehir devletleri içindeki çekişmeyi bildiğinden Sparta ile dirsek temasına girdi. Ve onları maddi olarak destekledi. Çok geçmeden her şey perslerin hesapladığı gibi gelişti.


Atina ve Sparta, milattan önce 431'de birbirine girince savaş başladı. Savaşların başlamasından 4,5 yıl sonra artık sertes öldü. Ölümüyle oğulları taht kavgasına girişti.

Ikinci kısakses ve art arda gelen kısa saltanatından sonra artık gayrimeşru oğullarından biri ikinci olarak milattan önce 423 başa geçti. Darius uzun süre Kuzey ve Doğu'dan gelen istila hareketleriyle ve iç siyasetteki durumu muhafaza etmekle uğraştı.

Yunanlar uzun süren savaşlarda birbirlerini yıpratınca oğlunu Batı Anadolu'ya yollayıp İyon kentlerini eskisi gibi kendisine bağlamayı bildi. Ve milattan önce 404 öldü, ardılı olan ikinci artık sertse, ilk yıllarında kardeşiyle mücadele ederken önemli eyaletlerden Mısır'ı çıkan bir isyan sonucunda kaybetti. Bu kaybın ardından Filistin ve Suriye'yi de kaybetmemek için sıkı tedbirler aldı.


Anadolu tarafında ise işler eskiye nazaran daha kolay gitti. Yunanlıların aralarındaki kavgaları kullanan Persler, Anadolu'da daha sağlam bir otorite kurdular. Uzun süre Pers tahttında kalan ikinci artık Mısır'ı zor da olsa geri almayı başardı
Ataları ikinci Kiros, ikinci Kambises ve Birinci Darius gibi şöhret kazandı. Despotça bir yönetimle de olsa imparatorluğunun azametini belli bir süre daha devam ettirdi. Fakat her şeye rağmen  isyanların ardı arkası kesilmedi.

Asya'daki İskitler, İnduz Havzası'ndaki Hintler artık Perslerin sözünü dinlemez oldu. Dicle Nehri'nin batısındaki topluluklar yavaş yavaş Pers etkisini kırdı. Artık sertes milattan önce 338 ailesiyle beraber katledilince Başar dördüncü Arta Serhas geçti

Onun krallığına karşı çıkan Artasan'da iç savaş başlattı. Ve 2 yıl sonra üçüncü Darius olarak tahta oturdu. Persler iç kargaşalarla giderek güçten düşe dursun, Makedonya Krallığı'nda tahta üçüncü Alexander geçti.

Onun tahta oturmasıyla pek çok şeyin değişeceğini, o tarihlerde hiç kimse tahmin dahi edemezdi. Alexand'dı. Yani İskender'in babası Kral ikinci Fili
başarılı bir kariyer sonrası Yunan şehir devletlerinden oluşan Kolintos birliğini kurmuştu. Bu birliğin ve Makedonya Krallığı'nın amacı Perslilere karşı tek bir komutan liderliğinde savaşmaktı. Bu liderlik Philip'e nasip olmasa da yerini alan oğlu İskendere nasip olacaktı

Milattan önce 334 Doğu seferine başlayan İskender, boğazı geçip Granikos Muharebesi'nde persleri yendi. Akabinde Anadolu içlerine ilerleyip pek çok bölge ve kenti ele geçirdi.

Başlangıçta hedef Anadolu'yu Persler'den temizlemekti. Ama İskender hedefini büyüttü. Güneye yöneldi. Bu esnada üçüncü Darius boş durmamış, büyük bir ordu toplamıştı. Kısaca belirtmek gerekir ki bugünkü yaygın kanının aksine
Aha Memiş Devleti zannedildiği kadar güçsüz ve aciz değildi. Hala pek çok kurumu sağlıklı ve verimli bir şekilde çalışmaktaydı. Hazırlığını yapan Darius, İsos'ta İskender'in karşısına çıktı. Fakat yenilgiden kurtulamadı.

O tekrar güç toplamak için devletin kalbine çekilirken İskender'de Doğu Akdeniz sahillerini ele geçirdi. Ve sonrasında Mısır'a girdi. İskender'in üzerine gelme konusunda kararlı olduğunu bilen üçüncü Darios yeni bir ordu hazırladı.

Bu sefer taraflar milattan önce 331 Gavgamela'da çarpıştı. Ve tarihin akışını değiştiren olaylardan biri olan Bu Cengi yine İskender kazandı. Sonrasında Darius toparlanamadı. Ve sürekli çekildi.

Iskender ise kendini Asya Kralı ilan ederek Babil'e girdi. Burayı yeni merkez yapıp sırasıyla Susa, başkent Persapolis, Pasargat ve Ekvatana'yı ele geçirdi. Son bir çare Doğu'daki güçlerini birleştirmeye çalışan üçüncü Darius Bakteriye safra tarafından öldürüldü. Besüs kendini 5nci olarak kral ilan etse de kısa süre sonra İskender tarafından yakalanıp öldürüldü. Nihayetinde koca imparatorluk, İskender tarafından fethedilmiş ve yıkılmış oldu
Ayrıca devlet yönetimini büyük oranda tatbik ettiği için pek çok tarihçiye göre son Persli Büyük İskender'di.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder