12 Mayıs 2024 Pazar

Fotoğraf Makinesi


 Fotoğraf çekmek bugün hayatımızdaki en sevdiğimiz hobilerdendir. Güzel bir yer gördüğümüzde fotoğrafını çekeriz. Güzel bir yemek geldiğinde o anı ölümsüzleştirmek isteriz. Böyle bir an gördüğümüzde hemen elimizdeki telefonlara sarılarız. 

Evet artık fotoğraf çekmek bu kadar basit. Yanımızda hem bir telefon hem de bir fotoğraf makinesi taşıyoruz. Eskiden çektiğimiz fotoğrafları albüm aracılığıyla ayrıştırırdık. Şimdilerde sosyal medya ile yapıyoruz bunu. 

Fotoğrafın tarihi dünden bugüne ciddi değişimi uğradı. Yeni gelişen teknolojilerle çektiğimiz fotoğrafın iyi veya kötü olduğunu o an anlayabiliyoruz. 20. yüzyılın ortalarındaysa böyle bir durum söz konusu değildi. 


Peki artık hayatımızın her alanında kullandığımız fotoğraf çekme alışkanlığımızın öncüsü neydi? Fotoğraf makinesi nasıl ve kim tarafından icat edildi? Aslında fotoğraf makinesinin çalışma prensibi olan ışığın etkisi makineden çok uzun zaman önce keşfedildi. 

Daha milattan önce 4. yüzyılda mağarada bir çalışma yaratan Aristoteles çalışması sırasında kullandığı malzemenin deliğinden ışığın diğer tarafta farklı etkisini gördü. Bundan etkilenip üzerine gidince karanlık bir alanda yapabildiğini anladı. 

O alanı karanlık kutu gibi hayal etti. Tarihi değiştirecek latincede karanlık kutu demek olan kamera Obskura 'yı ortaya atmış oldu. 15. yüzyılda ressam Leonardo da Vinci küçük bir delikten odasına vuran ışığın içeride görüntüyü terse çevirdiğini fark etti. 

Tabi bu sırada başka ressamlarda bunu fark ediyordu. Yaptıkları çizimlere baktığımızda dışarıdan gelen görüntünün ters halini fotoğraf çeker gibi çizdiklerini görebiliriz. Karanlık odada yaptıkları bu çalışmalar bir süre sonra o karanlık odadan daha küçük bir şey dönüşmesini sağladı. 


Bir kutu yapılarak gördükleri görüntüyü oradan izliyorlardı. Renaissance döneminde yapılan bu icat, fotoğrafçılık tarihinin en önemli adı mıydı? 18. yüzyıla gelindiğinde karanlık kutunun bir ucuna mercek konulup görüntüyü kutudan dışarıya çıkarmayı başardılar. 

Johann Zahn yaptığı kutuyla görüntüyü aktarmayı daha kolaylaştırdı. Kameraya benzeyen ilk kutuyu icat eden kendisi olmuştur. 1826 yılına gelindiğinde önceki çalışmaları referans alan Johann Zahn ilk fotoğrafı çekmeye başardı. 


Fransız muciz olan Neep's evinin camından dışarı icat ettiği makineyle fotoğrafladı. Fotoğraf çekmesi tam 8 saat sürdü. Bugün düşününce ne kadar uzun bir süre değil mi? O günün şartlarında bu inanılmaz bir şeydi. 

Nieps daha sonra fotoğrafı daha kaliteli çekmek için çalışmalara koyuldu. O sıralarda arkadaşı olan Kimyager Dagerle ortak çalışmaya başladı. Ama Nieps 'in ömrü buna yetmedi. Bayrağı devralan Dager fotoğraf çekme işini daha ileriye taşıdı. 

Dager Bakır Levhan 'ın üzerinde kullandığı su ve gümüş nitratla fotoğraflama hızını arttırmayı başardı. 8 saatten yarım saati indirmişti. Görüntü de daha kaliteliydi. Louis Dager tarihi ilk kez insan fotoğrafı çeken mucik olarak adını yazdırdı. 

Onun icat ettiği yönteme ise Dager o type adı verildi. Louis Dager 1839 yılında Fransız bilimler akademisinde fotoğrafın icat edildiğini dünyaya duyurmuştur. Yaptığı konuşmada Sayın Baylar, ışık bir yüzey aracılığıyla kaydedilmiştir dedi. 




1841 yılında Dager 'a typeten etkilenen Joseph Max Petwell, kamera içindeki merceği geliştirerek ışığı 16 kez daha güçlü geçiren bir mercek icat etti. Fotoğrafın süresi çok daha kısa almıştı. Aynı yıl İngiliz William Henry Talbot'ta negatif pozitif tekniğini buldu. 

Bu arada dünyada makineden çıkan görüntüye fotoğraf ismini veren ilk kişi kendisi oldu. İlk renkli fotoğraf da James Clark Maxwell tarafından 1861'de çekildi. 19. yüzyıl fotoğrafçılık tarihi için hızlı adımların atıldığı dönem oldu. 

Makinenin icadı ile başka mucitler onu geliştirmeye devam ediyordu. Kodak firmasının kurucusu olan George Eastman, Selul Louis Sherwood kullanarak ilk kez filmle kullanılan kamera icat etti. Bu gelişmenin ardından Pierre Jensen kısa zamanda çok fazla görüntü çekeceğin bir alet icat etti. 

Bu icatların ardından makineler sürekli gelişmeye devam ediyordu. 19. yüzyılın sonlarında fotoğraf makineleri yukarıdan değil, bugünkü gibi arkadan bakılan halini aldı. 20. yüzyıla

gelindiğinde makineler küçülüyor, hızlı ve kalitesi artıyordu. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder